Konuyla ilgili açıklama yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kemal Türkyılmaz, söz konusu göz hastalığının genç yaşlarda da kendini gösterebileceğini vurguladı. Türkyılmaz “Halk arasında kümes hayvanı körlüğü veya gece körlüğü olarak bilinen Retinitis pigmentosa hastalığı, genç yaşlarda belirti vermeye başlayan ve kötü ışık koşullarında veya ışık koşullarında görmeyi zorlaştıracak şekilde görme alanında daralmaya ilerleyen kalıtsal bir göz hastalığıdır. gece ve bunun sonucunda körlüğe yakın görme kaybı meydana gelir. İlerleme hızı hastalığın türüne bağlı olarak da değişebilir. Yaşlandıkça görme keskinliği, gözün sinir tabakasındaki hücre ölüm hızıyla orantılı olarak azalır. Başlangıçta gece görmede zorluk yaşayan hastalar daha sonra düşük ışık koşullarında da görmede zorluk çekmeye başlar. İlerleyen aşamalarda gün içinde bile görmek zorlaşır. “Bazı nadir hastalık türleri gün içerisinde görme azalmasıyla başlayabilir” dedi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Kemal Türkyılmaz, şunları söyledi: “Günümüzde tedavisi henüz belli olmayan ve gerçekleştirilemeyen bazı kalıtsal retina hastalıkları, retinitis pigmentosa (gece körlüğü) ve makula dejenerasyonunda kök hücreler tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Bu tür hastalıklarda ortaya çıkan hücre ölümü “kök hücre” desteğiyle durdurulabilir ve zayıf hücrelerin aktif hale gelmesi uyarılabilir. Gece körlüğü gibi hastalığın doğasının giderek kötüleşmesiyle oluşan bu hastalığın tam bir tedavisi olmamakla birlikte, klinik gözlemlerimizde kök hücrelerle hastaların en azından görme seviyesinin korunduğu ve tedavi edildiği tespit edilmiştir. Hastalığın ilerlemesi yavaşlıyor ve bu umut verici sonuçlar dünya çapında yapılan son bilimsel çalışmalarda da ortaya çıkıyor. Ancak kök hücre uygulamasında her hastadan aynı sonuçların alınması mümkün görünmemektedir. “Teşhis ne kadar erken konur ve başvuru ne kadar erken yapılırsa o kadar tatmin edici sonuçlar alınır” dedi.
Dr. ayrıca kök hücre tedavisi konusunda da bilgi verdi. Kemal Tükyılmaz, şunları söyledi: “Kök hücreler kemik iliği, diş özü, plasenta, amniyotik sıvı ve göbek kordonu gibi vücudumuzun pek çok farklı dokusunda bulunuyor. Kök hücreler kendi kendine çoğalma ve dokudaki farklı hücrelere dönüşme yeteneğine sahiptir. Kök hücreler, son derece gelişmiş tekniklerle ve özel laboratuvar ortamında hazırlanıp, Sağlık Bakanlığı'nın ilgili mevzuatına uyularak, yetkili klinikler tarafından özel cerrahi tekniklerle göze uygulanabiliyor” dedi.
